Genel > Kara Kanatlar Lejyonu

Görev Raporları

(1/2) > >>

Ruhi:
Arkadaşlar, görevlerden geldikten sonra rapor verdiyseniz buraya neler olduğunu yazabilirsiniz. Teşekkürler.

vperyod:
7 Ekim Tridon Yolu görevine katılan Lejyoner Onbaşı Ulrich bildiriyor:
"Görevde korsanlarla birlikteydim. Korsanların kara harekatı, recon görevi tarzı konularda hiçbir bilgileri yok. Gördükleri haydutu peşlemeye, rehin aldıklarımızı barbarca sorgulamaya çalıştılar; hele bazılarının rehine haydutları öldürme girişiminde bulunduğunu gözümle gördüm. Hem de teslim oldukları halde yok kafa atayım, yok omuz atarak öldüreyim (kabaca güler hoahahahoa).
Haydutların tatlı ağaçlar bölge lideri Norayı öldürdük sanıyoruz. Korsanların ihmalleri ve kelle peşinde koşmaları sağ yakalamamızı engelledi. Ben de Nora kaçarken ayağına bir ok salladım ama göğsüne isabet etti. Sonra bana suç attılar. Easım yarabbim o kadar kelepçeleyelim başında durun dedim. Yaklaşık 5 tane haydutu hakladık. 2 tanesini sorgu amaçlı zindana attım. Nora olduğunu tahmin ettiğimiz iyi giyimli kadın haydutun sütyeninden bir mesaj çıktı. Korsanlar bunu ateşsakala vermek üzere aldılar. Gözüme çarpan başka bir şey de çekiçli bir papaya görevlisiydi. Kendisi gayet güçlü ve çevik, gücü benimle yarışır seviyede teğmenim (kabaca güler hohahohoa). Sabah çıktığımız görev akşama doğru bitti."

vperyod:
8 Ekim Bir Gönül Meselesi görevine katılan Lejyoner Onbaşı Ulrich bildiriyor:
"Göreve er avcıyla birlikte gittik. Yanımızda adını unuttuğum soytarı da vardı. Mineria isimli bir kadın kızı Sevilla(?)' nın Adob isimli bir çocuğa aşık olduğunu anlattı. Adob ise Kanlıkaya nın yerel haydutlarıyla takılırmış. Kadın kızının da kötü yola sapacağından korktuğundan bizden kızını bulmasını ve en azından konuşmamızı istedi. Böylelikle kanlıkayaya gittik. Oraya bir ara girmek gerek teğmenim. Mineria teyze lejyonun kanlıkayayı çok ihmal ettiğini söyledi. Gerçekten de kafamıza saksı atıldığı, zırt pırt laf atıldığı bir bölge. Neyse ki kızı bulduk, kız çok sevdiğini söyledi ve annesini görmek istemediğini söyledi. Biz de döndük kadına haber verdik. Kadın perişan oldu ama elimizden yapacak bir şey gelmedi. Yolda 4 5 kişi sıkıştırdı ve laf attı. Tutuklamaya çalıştık ama bizi bildiğiniz patakladılar efendim. Ekstradan soytarının silahları bizde kalmıştı ahahah. Gittik sattık daggerını ve hand weaponunu avcıyla paylaştık efendim. Görev parasızdı parasını burdan çıkardık teğmenim :)

sarpdorukaslan:
Göreve; Arkthus, Astorian, Náriel ve Wulfric ile başladık. Sorunsuz bir yolculuktan sonra son fener adasına ormanlık alandan giriş yaptık. Ormanda ilerlerken Náriel bir ses duyduğunu söyledi. Grup ne yerde ne gökte bir ize rast gelmedi. Devamında küçük bir gölete denk geldik. Burada da Náriel aynı sesi duydu. Fenere giden yolu kontrol etmek için Wulfric ağaca çıkıp rotamızı düzeltmemize yardımcı oldu. Bu arada ağaçların arasında geçen bir şey gördüğünü söyledi. Grup baktığında uçan aynı karartıyı gördü  1-2 ok attılar arkasından ama bir daha göremediler.

Bunun üzerine hızlıca fenere ulaşmaya çalıştık. Fenere ulaşıp tepeye çıkamadan arkamızdan oklar gelmeye başladı. Ben, Astorian ve Arkthus oklardan yara aldık. Arkhtusun ve Astorianın yaraları ciddi idi. Wulfric feneri araştırmaya koyuldu. Yapının içinde de birşeyler olduğunu söyledi.

Bütün yol boyunca göremediğimiz düşmanla karşılaşmak için yeterli ekibe sahip olamadığıma karar verip sahilden kayığa ulaştık. Fakat Wulfric feneri araştırmak istediğini söyleyip fenere gitti. Akşama kadar onu bekleyip dönmeye karar verdik.

Akşama yakın bir vakitte Náriel 2 tane dev yengecin bize doğru geldiğini gördü. Yengeçlerin suda daha hızlı hareket edeceğini düşünüp karada onu karşılamak için harekete geçtik. ilk önce oklarla sonra da kılıçlarımızla yengeçlere karşı savaşa girdik. Fakat bir çoğumuz korkudan yerinden kımıldayamadı. Arkhtus bu sırada geriye kaçtı. Takımın diğer üyeleri Astorian ve Náriel de bota doğru kaçınca Wulfricte durmayıp bota gitti. Bu arada boşta kalan yengeçlerden birisi korkudan kaskatı kesilmiş Arkhtusa gitti, bende yengecin arkasından Arkhtusa yardıma gittim.

Korkusundan sıyrılamayan Arkhtus "Doğadan geldim, doğaya gidiyorum" diyerek son nefesini vermiştir.

Bende bota doğru koştum, yengeçler tekrar hamle yaptılar fakat başarısız oldular. Bota çıkarken de bir hamle daha yaptılar yaralanmama rağmen bota çıktım. Bu sefer yengeçler bota saldırdılar ciddi hasar vermelerine rağmen son çıkışa varabildik.

Botun uğradığı zararı karşıladıktan sonra lejyona geri döndüm.

Styx:
Okçu Eri/Korucu Antas görev raprunu aktarmaktadır.

Değerli Komutanlarım ve sevgili silah arkadaşlarım;
Göreve :Tğm.Vladimir Falcon önderliğinde Dwarf Deamon Slayer, Salva ve Brass ile katıldık. Dwarf Deamon Slayer kendini kanıtlamak istediğini söylemiş ve atalarını onurlandırmak için bir troll avlaması gerektiği görevin temellerini oluşturmuştur. Sabah saatlerinde toplanarak yola çıkmadan önce dwarfun amcası grubumuza "dwarf dostu kolyeleri" dağıtmıştır.Kullanılan materyal ve işçilik bakımından benzerlerinin yapılmasının kolay olduğunu düşündüğüm kolyelerin ileride dwarflarla ortak çalışmalar öncesinde avantaj sağlayabilecekleri değerlendirmektedir. Kulaklar Bataklığında karşılaştığımız trollerden bir tanesini öldürüp yakılmış, diğeri kaçmıştır.

Kadersizler birliğinin yöneticilerinden biri olan Salvas'ın pervasız davranışları, bataklıktaki dengesiz hareketleri ve açgözlülüğü hayatının sonlanmasına sebep olmuştur. Yöneticilerinin bile bu şekildeki pervasız davranışları gelecekte birlikte ayın amaç için savaşılacak ise askeri taktik/teknik zayıflıkları nedeniyle ön saflarda düşmanla ilk teması yaşamaları konusunda planlama yapılmasının, onlara karşı bir müdahalede ise ne kadar düşmanı hiçbir zaman hafife almamak gerektiği bilinciyle hareket edilsede düzenli savaş taktikleri konusundanki zayıflıkları nedeniyle olası bir müdahaleden ağır kayıplar yaşamadan muzaffer çıkacağımız değerlendirilmektedir.

Tğm.Vladimir Falcon'un bildiği, benim yabancı olduğum trollerle savaşılan bölgenin yakınlarından eskiden kutsal olduğu değerlendirilen bir mekan bulunmuş ve sargas imparatorluğu döneminden kalma kırık yazıtlarda; "savaş ve zafer" kelimeleri geçtiği tespit edilmiş olup bu yer ve yazıtlardaki bilginin tapınak ve şovalyeler için değerli olduğu kıymetlendirilmektedir.

Kara Kanatlar Lejyonunda olmanın haklı gururuyla;

Okçu Er Antas

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git