arkadaşlar bu topiği oyunla ilgli aklımıza takılanlardan dem vurmak sağlamalar falan almak için açtım..öncelikle sormak istediğim soru; halihazırda oynadığım franz(human CN Wizard) karakteriyle ilgili bi sorun bi beklenti bi şöyle olsa iyi olurdu var mıdır?
CN bildiğin deli demek sen nasıl oynuyon :P
narsist,fütursuz,tehlikeli davranışlara meyilli 8)
ya ufakta giriş yapmışken benim kafama takılan bazı şeyler var..en başta bir main quest olmaması sıkıntısı, hani biz buraya niye geldikle ilgili hiçbirşey yokmuş gibi ortada. her hafta biryerlere gidip birilerini dövüyoruz ve dönüyoruz bu iş bana yavaştan ismirala campaign sendromuna dönüşebilir gibi geliyo, bu işe nasıl çözüm bulabiliriz dersiniz?
Yakup main quest yazana dek dövelim. Yazdıktan sonra da dövelim, elimiz alışsın.
benim main questim prensesi kurtarmak, hepinizi bu arayışımda ortak olmaya davet ediyorum...
bu tarz akşamları oynanan kıs süreli oyunların temel problemi de bu zaten epi topu 2,5-3 saat oyun oynayabiliyorsan insanları tatmin edebilmek için günlük senaryolar olması gerekiyor.. ancak bir süre sonra ismailin belirttiği biz ne yapıyoruz yahu sendromuna dönüşüyor... bunun çözümü bence uzun soluklu gecede bitmesi gerekmeye maceralar ancak bu durmda da çok oyunculu konseptine ters düşüyor çünkü maceranın ortasında o hafta gelmeyen adamı nasıl çıkartıcan yerine partiye katılan adamı nasıl katacan problemi var..
Main quest çok geri planda kaldı ve side questleri de takip etmiyoruz.
Main quest var bu arada, koloni kurmak! Sıkıntı şu ki kolonist havasında değiliz, içinde bulunduğumuz ortam daha çok vahşi topraklara sürülmüş ipsiz sapsız adamlar havasını soktu bizi. Burada Ruhi'nin kritik 1-2 noktada farklı davranması gerektiğini düşünüyorum.
Main quest baştan bize net bir şekilde verilmedi gibi. Bir arabanın içine doldurulup sınır karakoluna yollanmış adamlar olarak başladık. Herifçi oğlunun teki çıktı, akıllı olun bak diye giriş yaptı ve misyonun idarecisi durumunda olduğunu belli etti. Sonuçta görevlerimizi bulunduran kağıdı bize o okudu.
Oysa şu şekile olsa daha bir havaya girilirdi. Elimizde direkt İmparatorluk üst düzey yetkilisinden aldığımız İmparatorluk adına kaşiflik yapmaya yetkili olduğumuzu gösteren belge ile karakola kendimiz ulaşsak, oradaki tüccar çıkıp "ben de daha 6 aydır buradayım, umarım sizin sayenizde benim de yüzüm gülecek" tavrı takınsa ve hatta olaylar bizi bu havaya taşısa. O zaman daha bir farklı olurdu.
Kısacası, sınırı ötesi topraklara sürülmüş adamlar değilde, İmparatorluk kaşifleri ve bir sonraki aşamada koloni yönteticileri olacak adamlar olmalıyız. O zaman bu gezilerin bir anlamı olur.
Side questleri neden yapmıyoz hakaten? Gelip birileri sorabilir ama burada yükü Ruhi'ye atmak haksızlık olur, biz unuttuk gittik onları. Burada tek önerim side quest kağıtlarının çıktısının olması, hani eskitilmiş kağıt görüntüsünde elimizde tutabileceğimiz şeyler. Elimizde olan aklımızda da olur bu sayede.
ben çok katılmıyom bence bu tür questlerde ana olayı bizim olmuşturmamız gerekir mesela benim bi amacım var onu gizli tutuyom olgunlaşması nı bekliyom herkesin böyle amaçları ve yoldaşlarını seçtiği zaman bu dünyada değişecek dm lerde ona göre uyarlıcak bu şekilde dinamik gerçeğe yakın mı düzen ortaya koncak. yani bu oyunun main quest yok biri oluşturcağına biz oyuncular oluşturalım bazılarımızın uyuşmucak amaçları veya çakışacak kim bilir bu bilinmeyen topraklar bize neler vadediyor. şahsen benim karakterim için çok ilginç bi yer
Alıntı yapılan: althar amadeous - Temmuz 25, 2011, 09:18:18 ÖÖ
ben çok katılmıyom bence bu tür questlerde ana olayı bizim olmuşturmamız gerekir mesela benim bi amacım var onu gizli tutuyom olgunlaşması nı bekliyom herkesin böyle amaçları ve yoldaşlarını seçtiği zaman bu dünyada değişecek dm lerde ona göre uyarlıcak bu şekilde dinamik gerçeğe yakın mı düzen ortaya koncak. yani bu oyunun main quest yok biri oluşturcağına biz oyuncular oluşturalım bazılarımızın uyuşmucak amaçları veya çakışacak kim bilir bu bilinmeyen topraklar bize neler vadediyor. şahsen benim karakterim için çok ilginç bi yer
Hah tam benim dediğim, kendi kafamda questim, benim kendi amacım var muhabbetleri. Yaw, karaktere tat katmak için iyi de nerde kaldı kaşif/kolonistlik, nerde kaldı ortak amacımız.
Ana olayı oyuncuların oluşturması fikrine hiç ama hiç katılmıyorum çünkü "oyuncular" diye bir şey yok. Tek tek oyun oynayan adamlar var. Dediğim gibi
kendi karakterine tat katmak için kafada özel bir amaç edinmek güzel ama herkesin ortak olarak peşimden koştuğu bir ana amaç olması başka birşey.
Alıntı yapılan: Barbar139 - Temmuz 24, 2011, 01:56:53 ÖÖ
benim main questim prensesi kurtarmak, hepinizi bu arayışımda ortak olmaya davet ediyorum...
Keyfini kaçırmak istemezdim ama Prenses benim! Artık neden kurtarırsın bilemem ama...
abi oyuncu olarak quest yaratmak ticaret gibi sermayen yoksa olmuyor. politika ve para gibi değerlerin hangi güç odaklarında olduğunu görüp bunlara müdehale edebilmek lazım, neyazık ki şu an mineria da bu tarz odaklar yok haliyle oynanabilecek dengeler yok medeniyete bağlantıda olmadığından gelişim süreçleri de takip edilebilir değil iş böyle olunca varsayımla yola çıktığımız zaman durumlar hiç beklemediğimiz gibi gelişiyor mesela ben büyücü olduğumun çok uzun süre anlaşılmamasını istiyordum ama bir dedikoduyla tüm köy beni büyücü belleyiverdi daha 2.oyundan yani kafamızdaki şeyler kafamızda kaldıkça orda kısılıp kayboluyor..birde şöyle bir durum var;ruhiyle her iki sistemde de birçok oyun oynadığımdan tarzını üslubunu çok iyi biliyorum.şu an d&d oynuyoruz gibi görünsede aslında baya warhammer fantasy rpg oynuyoruz.yani tanımadığımız herkes düşman, köylüler gerçekten cahil gibi davranıyor,bürokratlar *hadi canım,hadi canım* diyor...bunlar ruhinin spesifik realist ortaçağ insanları ve whfb rpg oyunlarında görülürler d&d oyunlarında d&d insanları görünür.durum böyle olunca benim kafamda ruhi bize oyunu ismirala regresyonuyla oynatıyor gibi bir endişe oluştu.ismirala campaigninin sıkıntılarını hepimiz biliyoruz bu oyununda aynı sona maruz kalması beni çok üzer o kadar emek falan hani
Sistemlerde(Go Oracle ERP!) problem olduğundan uzun uzun bir şeyler yazma şansı buldum. Ama önce bir çizgi çizeyim dedim. İlk post'a cevap olarak.
- İsmail benim özellikle problemim var karakterinle ilgili. Gerçekci değil öncelikle. Hani masa başında hepimiz arkadaşız sendromu var. Yani yanındaki adamı öldüremezsin. Ama ben senin karakterin yarısı kadar bir NPC oynatsam, oyuncular muaatap olmazlardı yada onu öldürürlerdi. Ayıp olmasın diye katlanılıyor biraz da. Bu da karşılıklı güvensizlik yaratıyor, surat surata bakıp açık olmamak oyun ve eğlence için toplanan bizler için berbat bir durum. Biraz daha uyumlu olursa karakter iyi olur diye düşünüyorum. Ayrıca kanımca bu daha iyi RP olur.
NEDEN: Askerlik denilen şeyi yapmadım. Yani, öyle gittim memurluk falan yaptım ben. Ama hani aynı kapalı toplulukta 100 gün geçirince birileriyle, gerçekten garip bir beraberlik oluyor. Adamı sevmiyorsun, gıcık oluyorsun falan ama herifi bir şekilde korumaya başlıyorsun. Onun gözüyle falan bakıyorsun bazı olaylara. Bir de RPG karakterleri ölümü hayatı falan paylaşıyor. Hayal edemiyorum, aralarındaki bağın seviyesini. Yani CE 2 adam, gayet kanka olabilirler. Birbirlerine kimseye göstermedikleri anlayışı gösterebilirler.
- İsmirala, oyun tarzı falan bir son post var. Uzun uzun yazdım, bir yerlerde bulunsun istediğim şeyler diyerek. Aslında yanlış anlamış da olabilirim ama önemli olan şudur:
Güven bana. Cidden. Rahat ol.
Çok oyun oynattım ve genelde iyi DM falan diyorlar bana. Tarz meselesi, her yiğidin yoğurt yiğişi tabi. Sürekli kendimi geliştireyim diye iyi kötü eleştirileri çok dikkatli dinliyorum. Diğer taraftan keyfini çıkarmaya çalış. Sistemdir, sorunlardır yaz, çiz, arada söyle(oyun dışında) ama hani vallahi kullandığım yöntem genellikle eğleceli. Haliyle hep daha iyisi var, olabilir. Ancak bir grup olarak eğleniyor olmak için vallahi çok çaba sarfediyorum. Çok da önem veriyorum FRP oynatmaya ve benim için FRP oynatmanın özü karşımdaki oyuncuların eğlenmesi. O yüzden vallahi çok çaba ve emek var. Eleştirisel olmak harikadır, ama "bilmem ne creature'nın statlarını" oyun içinde benimle tartışmak iyi değil, "bunun zekası yüksek neden benimle anlaşmıyor" demek hoş değil. Hani hiç değilse grup ahengini bozan şeyler bunlar. Güven bana yav. Biliyorum ne yaptığımı. Hatta referans falan yaratayım. Var mı bu satırları okuyup, benden daha tecrübeli, daha çok oyun oynatmış falan Hikaye anlatıcısı tanıyan(hatta duyan)? Ben bilmiyorum.
NOT: Oyunda karakterler biraz daha otursun gibi bir beklentim var benim. Hani amaç aylarca, belki yıllarca oynamak. Hani NPC'lerle akraba olmak diye bir terim okudum çok eğlendim. Öyle yani. Yavaş yavaş. Hız konusunda diyecek lafım yok ama hala birbiriyle oyun oynamamış bir sürü oyuncu var. Veya daha 7-8 oyun oynamış durumdayız.
Alıntı yapılan: İsmayil - Temmuz 23, 2011, 04:36:40 ÖÖ
halihazırda oynadığım franz(human CN Wizard) karakteriyle ilgili bi sorun bi beklenti bi şöyle olsa iyi olurdu var mıdır?
Bu kısımı tamamen atlamışız, Ruhi birşeyler yazınca aklıma geldi. Ruhi'nin söylediklerine katılıyorum abi, negatif karakter oynamak hiç de iyi birşey değil Abi. Çok iyi negatif RP yapmak bence kötü bir RPG oyunculuğu çünkü ortamı geriyor.
2. bir görüş CN aligment için. Ruhi bu tarz şeylere karışmıyor ki ama ben hiçbir oyunumda CN karater oynattırmam, net, yok ole bir aligment PC'ler için der geçerim. Oyun daha oturma aşamasında olduğu için benim önerim tez elden karakteri CG'ye döndürüp horgörüldüğü için hırçın ama özünde sağduyulu bir karatere dönebilirsin.
Şu da önemli bir husus, DM'e güven abi! Sonuçta hep beraber eğlenelim diye uğraşıyor, bazı noktalarda kararı DM'İn vermesini baştan kabul etmek gerekli. Bu konuda ben de sıkıntılıyımdır ama doğrusu bu aslında.
Hani sizin oyunlar ne ölçüde hangi amaçla gidiyor bilmiyorum da Yakup'un oynattığı birkaç oyuna katılma fırsatım oldu, ciddi LK mantığıyla gidiyor. Yani dünyada birşeyler oluyor, muhtemelen dünyayı sarsacak da birşeyler oluyor, ama biz anlamıyoruz. Ya da ben anlamıyorum. Aklımdaki soruları sorduğumda "abi öbür oyunlardaki adamlar onu çözmüştü, o onla alakalı bir durum" gibi cevaplar alıyorum, haliyle tatmin olmuyorum.
Bundan sonrası tamamen kişisel;
Ben nasıl bir rpg'den kayif alırım?
İlk oyundan itibaren olmasa bile en geç 3. oyundan itibaren, dünyayı derinden sarsacak, büyük bir olayın dönmeye başladığını, dünyayı sarsmasa bile çok çok önemli bir durumun başlamakta olduğunu hissettiğim, yaptığım her görevin bu büyük olayı bir şekilde etkilediğini, her görevle yapbozun parçalarının bir adım daha çözüldüğünü gördüğüm ve çok da uzun olmayan bir süre sonra, 10. 12. oyun misal, bu büyük olayın veya onun etkisini yansıtan bir şeyin vuku bularak büyük bir savaşın-mücadelenin verildiği oyunlardan hoşlanırım. Oynattığım oyunlar da bunu yansıtacak şekilde genelde epic ve kısa sürelidir.
hani o bakımdan, ilk oyun; hana gittik kavga çıktı hapse atıldık, 2. oyun, hapisten kaçtık bir adaya düştük, 3. oyun adanın yerlileriyle anlaştık adadan kaçtık gibi oyunlardan çok "lan noluyo bir kara lord geri dönüyormuş ejder taşları bulunmuş tanrılar uyanmış hassiktir" gibi ortamların yaratılması bence daha hoş olur. Larigma bana kalırsa bunun olması için çok uygun bir setting, ama tabii karar dmlerin.
eyvallah abiler göz önünde bulunduruyorum bu yorumları ama ruhi şey kısmını anlamadım tam, bu yanındaki arkadaşı öldürme kısmını..öyle bir durum mu oldu oyunlarda yav?
umut karakteri CN'den N'e geçirmeye karar verdim good/evil alignment kafamdaki mineria büyücüsüyle pek örtüşmüyo
Olum iyiki iki üç hafta yoktum ne oldu ? Onuda yazmıyorsunuz kim kimi öldürüyor sebep ne ?????
İmparator döver.
Alıntı yapılan: Azactoth - Temmuz 26, 2011, 04:17:51 ÖS
Olum iyiki iki üç hafta yoktum ne oldu ? Onuda yazmıyorsunuz kim kimi öldürüyor sebep ne ?????
8000 gp her zaman adam öldürmek için iyi bir nedendir. Heh.
NOT: Dayanamadım pardon.
Alıntı yapılan: Dwolvin - Temmuz 26, 2011, 04:21:50 ÖS
İmparator döver.
(http://1.bp.blogspot.com/_fWBfNpGEKTs/TCLbSucWCaI/AAAAAAAAABs/wWTN8sGraIY/s400/The+Emprah.jpg)
Başından beri yakuba anatmaya çalıştığım bir şey var. Oyuncuların karakterlerini bar kavgası vs gibi saçma sapan durumlardan toplayıp hadi git şimdi şunu yap bakalım diye kışkışlayarak queste yollaması hoş bir durum değil. Sonuç olarak ne yaptıkları şeyi anlayan, ne de ciddi anlamda bir tatmin duygusu yaşayan(bak ben şunu yaptım şöyle başardım) karakterler olmuyor. En son oynadığımız oyun başarısız oldu görev açısından, ama daha çok keyif aldım açıkçası, çünkü ilk defa "oha evet bir şey yaptım ve sonucu cidden gözlenebilir birşey oldu" dedim. Karakterimi özel hissettirecek bir şey yapamayınca zaten çok da keyif alamıyorum ben rol yapma oyunlarından. Çok söylenmiş oldum ama bakmayın siz bana, gayet memnunum ben campaignden aslında ;D
Alıntı yapılan: anchorite - Temmuz 26, 2011, 04:29:09 ÖS
Alıntı yapılan: Azactoth - Temmuz 26, 2011, 04:17:51 ÖS
Olum iyiki iki üç hafta yoktum ne oldu ? Onuda yazmıyorsunuz kim kimi öldürüyor sebep ne ?????
8000 gp her zaman adam öldürmek için iyi bir nedendir. Heh.
Görev kabul edildi
Great Captain Of Seven Seas Qua's Log:
" Gemi Çaldık LAAAAN!!!. Hazine, Gemi, Deniz, Macera, Pirates of Carribean Müziği, 4 atla birlikte koşup ok atan samuray, Patetesli Börek ve Gemiden elemanlara **** sallayan GREAT CAPTAIN OF SEVEN SEAS QUA :)
Not : QUA encampment'a ağzı kulaklarda ve inanılmaz mutlu döner. Hatta okadar mutlu olur ki Ne çavuşa kıllık yapar ne de Büyücünün Mahlukatına kafayı takar hatta bir an için o mahluk güzel bile gelir ama sadece bir an için.
Kayıt Defterinin Son Satırlarına şunu yazar qua;
" eğer bir gün imparatorluk buraya bir şehir kurarsa o şehrin Deniz Kuvvetlerinde Önemli bir yere sahip olmalıyım. Bu sularda yıllar sonra imparatorluğa bağlı ilk kaptan; Kaptan Qua. (Not : Patetesli Böreği Geliştir ve nouhutu akşamdan ıslat)"
Bugün Oyun Mükemmeldi. Sağol Ruhi, Uzun süredir bir masaüstünde bukadar eylenmedim.
Selamlar,
Dün akşam ki oyun müthiş keyifli geçti, çok eğlendik hakaten, Semih'in dönmesi ve İsmail'in alignment + RP değişimi ile birlikte grup tam anlamıyla oturdu gibi. Grup içi RP'de tek sıkıntı Qua(Özgür) karaterinin egzantirik hareketlerine karşı nasıl bir tavır takınacağımızı daha tam oturtamamış olmamızdı ama bu konuda da çok gelişme oldu. Özellike gün sonu canavarımız olan kaçakçı gemisini ele geçirme görevinde gösterdiği üstün başarıdan sonra bu ufak sıkıntıda ortadan kalkacak gibi. :ünkü artık Qua'ya da saygı duymamız için bir sebep var.
Şimdi gelelim esas meseleye, dün akşam kaçakçılardan ele geçirdiğimiz gemi ile ilgili son dakka tartışması oldu. Kalkmakta olduğumuzdan konuyu toparlayamadık. Ekte king maker oyununda ki orjinal görev kağıdını görebilirsiniz. Oldukça büyük yetkiler vermekte.
Şimdi benim kafamdaki yapıda bizim o gemiyi keşif ve kolonizasyon işinde kullanma hakkımız kanunen gayet var çünkü İmpartorluk tarafından yetkilendirilmiş kaşif/kolonistleriz. Dün bize görev tam verilmedi derken biraz da bunu kast ediyordum, olay çok güzel zamanda denk geldi. Semih LG alignmet'lı bir karakter olarak bu gemi yetkililere teslim edilmeli diye ısrarcı, ben buna karşı değilim ama şunu diyorum "Yetkililer bizleriz." Hani oyunun giriş kısmıyla ilgili eleştirim de tam bu sebepten, girişte yaşananlar ve trading posttaki hava nedeniyle Nessir midir nedir o bizim üstümüzmüş gibi bir hava oluştu.
Oysa o adam biz ordayız diye var ve görevi bize yardımcı olmak. King Maker'da oyuncuların trading posttaki adam üstünde direkt bir yetkisi yoktu ama PC'Lerin elindeki yetki balgesi trading post'u yöneten adamın elindekinde çok üstünde olduğundan oyuncular adamın 1 kadame üstündeymiş havası vardı. Heleki sınırın aşağısında tek yetki oyuncuların elindeydi. Hatta mecaranın devamında şehir devletini kurduğunuzda trading post sizin topraklarıza dahil oluyor yani oranın yöneticisi sizin tebanız oluyor ve size Lordum diyordu.
Kısacası sınırın ötesinde bayaa "burada devlet biziz" durumu vardı, bu bağlamda biz de lanetli toprakların devleti değil miyiz?
İkinci bir soru da; 8000 altın ne kadar büyük para gerçekten? Yarın öbür gün şehir kurma planı yapan adam için elinin kiri olması gerekir gibi geliyor bana. Hani abarttım ama akıl almayacak bir para olmamalı. King Maker oyununda Levent şunu demişti "hayatımda ilk defa bir oyunda XP'imden fazla altınım oldu" :) Hani adamlar bunu bilinçsiz yapmamışlar sankim. Vassal'da olsa bir şehir devleti kurmak deyip küçümsemeyin çünkü bayaa para tutan bir iş kendisi. ;)
Yani bu konsepte para sıkıntsı 10 binlerle ölçülmekte 1 gümüş ile değil, oyuncaki para scale'i konsepte pek uymuyor sankim.
Saygılar,
- Bu yazıyı eklemek süper olmuş. Konsept budur yada buna yakındır demek çok rahatlatır kafadaki fikri diye düşünüyorum.
- Krallık kurma ve daha zoru yönetme işine bir giriş
Zamanı da gelmişti krallık kurma, yönetme hesaplarından bahsetmenin. Oyundaki para fikri, yani aslında şehir kurmadaki para fikri genel olarak şöyle. Para yerine başka bir birim kullanılmış. Bunun adı:
BP ---> Building Point.
10 BP ile neler yapılabileceği yazıyor. Yada neyin ne kadar BP'ye mal olduğu. Basitçe Bir tane ufak arena açmak şehre 25 BP diyor. Pazar yeri kurmak 12 BP, vs.
Building point hemen hemen tam anlamıyla, kaynak üzerine. Çok ama çok da kolay. Hiç hesap istemiyor. Ancak bu yazıda açıklama yapmak için ayrıntılandıracağım anladığım şeyi. Günümüzün her şeyin tamamen paraya, yada sanal rakamlara dönen ekonomisinin aksine, kaynak -en az- para kadar, etki alanı ile ilgili. Ne demek istiyorum:
Örnek olarak izninizle bir tane pazar yerini alacağım. Pazar yeri yapımı için mesala aslında şunlar gerekir.
3 tane marangoz, 5 tane vasıfsız işçi, 10 tane oduncu, 3 tane odun taşıyacak adam ve arabaları. Bunlar 30 gün çalışmalılar diyelim.
Şimdi bu yukarıdaki hesabın karşılığı şunlar olabilir:
* Bu adamların hepsini bir şehirden getireceksin. Yol, güvenlik, ve maaşlarını vereceksin. Gıda ihtiyaçlarını karşılayacaksın ve inşa edecekler.
* Bu adamlar zaten bir krallığın şehrinde vardır. Oranın lordu adamlara emir verir, gidip buraya bu pazarı yapacaksınız diye. 3 tanesine maaş veriyordur, birkaç tanesi eski suçludur, belki bir tanesini toprak üzerinden kazanç veriyordur, vs. Yolda güvenliği krallığın zaten bölgede görev yapan adamları sağlar. Adamlar bir ay çalışırlar ve geri dönerler.
Bu iki örnek arasındaki -altın- cinsinden fark korkunç. King Maker'in sistemi bence muhteşem. Basitçe bu pazarı yapma işine 12 BP diyor. Nasıl geliyorsa geliyor ama 12 BP.
- Kurlar arası durum nedir peki?
BP'den altın, altın'dan BP'ye.
BP'den altına çevrim yok. Yani, şehirden BP toplanıyor ama BP'den öyle kolayından altın olmuyor. Hatta hemen hemen hiç olmuyor. Item falan dönme durumu var ama onunda bir hikayesi var.
Altın'dan BP'ye.. İşte bu çok fena. Altın ile BP yaratmak korkunç pahalı. 4000 altın gerekiyor 1 BP için. Ama krallıktan lordlar kıyak olsun diye gayet 5 BP gönderebiliyorlar. Tekrarlıyorum. 5 BP demek 20K altın demek olmuyor. 5 Building Point oluyor.
Öyle. Ben azından sistemi böyle algıladım ve hoşuma gitti.
Yanlız şu otorite kısmına bir açıklık getirsek... Hatırlarsanız karakterimin önerdiği şey gemiyi imha etmek yada imparatorluk temsilcilerine teslim etmekti... Şu anda Kanbei'in bakış açısından beraberinde dolandığı insanların kendisini aldatmış olması söz konusu... Bu sebeple de bu otorite konusu bir an önce çözmemiz gereken bir sorun... Eğer otorite biz isek, bu gemi olayını çözer ancak bu seferde kamptaki insanlarla ve diğer araştırmacılarla ilgili sorunlar meydana çıkar... Hani kings maker'da sadece 1 parti olduğu için bu bir sorun olmasa da, çok oyunculu bir sistem için biz imparatorluğuz demek biraz farklı kaçar gibi geliyor... Qua için bir şey demiyorum, Kanbei onun bir Heimin olduğunu başından beri düşünüyordu dün geceki olaylar bunu ispatladı... (Onurunu cebinde arayan adam ;)) ama zellikle rahibin kendisine evet gemiyi İmparatorluk temsilcilerine teslim edeceğiz dedikten sonra gemi ele geçirilince aslında imparatorluk temsilcileri biziz demesi bir garip oldu :) (hani LG adam genelde grup üyeleri tarafından bir şekide yönlendirilir Atakımı BA ve uçma sendromuna benzer şekilde ama dün geceki biraz daha direk kandırma gibin kaldı haberiniz ola ;)
Yaw, ben yetkillere teslim ederiz dediğimde kafamda bu durum tam şekillenmemişti, zaten oyunla ilgili sıkıntılı gördüğüm konu bu ya. Kimsenin kafasında tam olarak şekillenmedi. Dün akşamki mesele ile ilgili gerekirse RP de yaparız ama sanki Ruhi'de verdiği cevapla yetkilinin bizler olduğunu onayladı gibi.
Bu arada "biz" derken tüm kolonizatörleri kast ediyorum, karışık görevlere de çıkıldığından tek bir grup gibi düşünmek en doğalı, geçen oyunda bulduğumuz büyülü mızrağı İmparator'a hediye etme olayı da buna bir örnek. O sırada oyunda olan 4 kişi karar verdik ama 8 kişilik tüm ekip adına hediye edilecek sonuç olarak.
Yani, kaçakçıların gemisine tüm kolonizatörler adına el koymuş durumdayız.
Ruhi,
Eywallah Abi. Bu para konusu kafamda şekillendi, sıcak para veya sıcak paraya çevrilebilecek 8000 altın için 100 km çapındaki tüm çapulcular ayağa kalkar ama 2BP dediğin şey sıcak para değil. Sadece yetkili adamların elinde bir anlam ifade eden bir şey olduğundan çapulcuların dönüp yüzüne bakaçağı bir olay yok ortada. ;)
Yetki konusunun netleşmesi için biraz aşırı formale kaçarak şöyle dersek;
"Bu ferman ile duyurulur ki;
Batıdaki harabelerin altındaki volkanik dehlizlerde bulunan kadim zamandan kalam büyülü mızrak tüm kolonizatörler adına İmparator'un şahsında İmparatorluğa hediye edilecektir. Ayrıca, doğu sahilinde kaçakçılıkda kullanılmakta olan gemiye tüm kolanizatörler adına keşif görevlerinde kullanılmak üzere el konulmuştur.
Lagrima Kolonizatörler Birliği."
Yanlış demiş olmayız sanırım?
Tabii "ferman" demek biraz abartı kaçtı ama maksat olay netleşsin. ;)
Senle Çok İyi İşler başaracağız Samuray!!!
Çak Dostuum :)
Yaw kolonizatör tam oturmadı Conquistador desek daha iyi olacak. :P ;D
http://en.wikipedia.org/wiki/Conquistador
Hazır ol lagrima seni libere etmeye geliyoruz. HUUUU! ;D
Conquistador Guild of Lagrima ;)
Bu arada bu başlığın yeri mineria alt başlığı sankim :)