Genel > Habis Bacı Gemisi

Oynanan Oyun Özetleri

<< < (3/3)

althar amadeous:
Kaptam Ruth

Katıldığım Görev  Yerel Balıkçı Corvus adında bir adamın aile yadigarları ile ilgiliydi mesleki bi konu sandığımdan katılmak istedim bu habere lejyonun başçavuşu ve Zynx galiba bir bağımsız katıldı. ekip zaten sıkıntılı idi. bide adam şüpheli davranıyordu. bu arada biri yanaşıp bizim çalıştığımız ticaret firmasının bu belgelere ihtiyacı olduğu gibi bişeyler söyledi. burda daha da şüphelendim. Lejyon kutuya ve kutunun olduğu dükkanın adamına el koymaya karar verdi. bu noktada kutuyu balıkçıya geçirdim planım balıkçı ile kutuyu lejyondan uzakta bir yerde sıkıştırıp gerçeği öğrenmekte. ama Başçavuş ve bağımsız sürekli beni meşgul etti. Tam balıkçının gözden kaybolduğunu fark ettiğimde yakalanan tüccarın yanındaki muhafızlar vuruldu. kargaşadan yararlanıp balıkçının peşine takıldım. Yalnız iskeleye yetiştiğimde biraz açılmıştı balıkçılardan yardım istesem de yakalamak için ilgilenen olmadı. biraz daha ısrar edince biri yardım edecek oldu. sonrada beyim yetişemeyiz deyip son umudumu da denizin derinliklerine gömdü.

Sonrasında ciddi bişey olmadı.

habis bacaya geri dönerken gemi ile ticaret yapan bi grup olduğunu belirten bi takım baya yanlış iş yaptığımı söyleyerek azarladı.  Tahmin ettiğim gibi cıktı sonuç daha çok bilgi almak için riske girerken sonuç kötü hala getirdim emin ticari ilişkileri tam bilmediğimden planım tam çalışmadı. bunun sonuçları neyse katlanmaya hazırım yada bunu nasıl düzeltilmesi gerekiyorsa elimden geleni yaparım.

Bilgi: Geçen tüccar katliamında Tilki dediğiniz adam ölmüş.  Dövmeleri tasvir ettiler cesetleri görenlerden biri benim bildiğim  bu çeşit dövmeleri bu adamlar kullanıyor.

birincisuvari:
Sıcak Sular, Soğuk Hava
15 Aralık 2018

Kaptan!

Handa takılıyordum. Müzik kızlar derken nasıl oldu ise kendimi Sessiz Elenor ve Vlad la toplantı yaparken buldum. Vizez e dikkat etmek lazım. Başka bir ülkeden birine mektup göndermiş. Bu mektuba cevap olarak masada peçeli bir kadın vardı. Anladığım kadarı ile Anmas bu kadanın ülkesi ile savaşa girmek üzereymiş.  Kadın bizden Anmas Anahtarlarında mahsur kalan komutan kızını kurtarmamızı istedi.Görevin sonunda ortaya çıktı ki bu kadın aslında çok nüfuslu ve büyük bir şehrin Valisinin karısı, bir tek Vlad biliyordu bu adamı. Kadın sadece vlad ve vizez ile muhatap oldu. Pazarlık Vizez ile gizlice yapıldı. Kızının kurtarılması kadın için çok önemliydi. Vizez e para ya da politik olarak baya büyük bir şey vermiş olmalı. Sessiz Elanor ile Anmas adalarına doğru yola çıktık. Kendilerini baya hızlı sanıyorar ama bizle yarışamazlar Kaptan. Devriye gezen bir gemiden kaçtıktan sonra Anmas Anahtarlarında gemiyi bir koya gizledik. Vizez de saat denilen ilgin bir şey var. Kullanmasını da öğrenmiş. Hepimiz ne kadar süre nöbet tutacağımıza kadar organize etti. Issız, soğuk ve karanlıkta titreye titreye ilerledik. Barınabileceğimiz bir yer aradık. İşimizi görmesede bulduğumuz bi taş yığınının altında uyuduk. Hain Vlad, bedroll unu paylaşmadı bizle. Neyse, uyuyamam diyorduk ama sabah uyanırken buldum kendimi. Borozan sesleri ile uyandık. Şehir merkezinden uzak duralım derken meğer şehrin dibindeymişimiz. Anmaslı bir tabur şehirden ayrılıyordu. Gizlice onları takip ettik. Yolda eski denizciye benzeyen bi çobanla karşılaştık. Vizez çok zengin olmalı, ona ve yanındakine altın vererek susturdu onları. Askerleri takip ederken parmak Grifin bir anda birine saldırdı. Meğer köşede bize saldırmaya hazırlanan biri varmış. Tam ortam gerilecekken, Vizez yine ortalığı sakinleştirdi. Meğer aradığımız kızın taburundan biriymiş. Bizi kızın saklandığı mağraya götürdü. Girer girmez onların yaralılarına baktım. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Yaralı diye sardıkları iki kişi de yakında ölecekti. Kızla konuştuk. Kız kimliğini gizlemeye çalışıyordu. Askerleri bile onun soylu bir valinin kızı olduğunu bilmiyorlardı. Biz konuşurken Anmas askerleri mağarayı bastı. Hızlı bi şekilde düzen kurup mağarayı ok yağmuruna tuttular. Yağmur gibi ok yağdı mağaranın içine. Yerde ölmüş birinin cesedini kendime siper almayı denedim. Savaşı bırakıp adamın biri dövdü beni. Orada anladım. Tabur hi bir şekilde ölülerini bırakmıyordu. Bu bizi kaçarken de çok yavaşlatacaktı .Önce biraz ok attıktan sonra ileride kalkanıyla duvar yapan Vizez ve Vlad a katıldım. Kızın taburundaki askerler bize oldukça yardım etti. Kalkan duvarı ile ilerlemek maksadı ile okçuları kaçırdık. Griffin onların peşine düşünce, viez ve vlad ve bende onu korumak için düzeni bozduk. Şans eseri Griffin pusudan kurtulmayı başardı ve biz daha ulaşmadan bizi geri döndürdü. Gemiye doğru kaçarken Anmaslılar tuhaf bir kaç işaretle gemi desteği çağırdılar. Görmediğimiz bi yerden isabetli ballista atışları gelmeye başladı. Yaralılarla birlikte kaçamayacağımızı anlayınca Bir grubun geride kalarak gelenleri oyalaması gerektiğine karar verdik. Vlad geride kaldı. Ben, Griffin ve Vizez Sessiz Elonora koştuk. Elanora vardığımızda kızın yanımızda olmadığı ve geride Vlad la kaldığını farkettik. Ben geriye doğru koşmaya başladım. Tepede pusuya yatmış okçular dahil olmak üzere hiç bir şeyi gözüm görmüyordu. Arkadaki bir iki kişiyi öldürdükten sonra Vlad  ve kıza a ulaştım. Vladı çevrelemişlerdi. Kahramanca savaşıyordu ama fazla direnemezdi. Halberti kaptığım gibi çembere daldım. Vladına arkadan saldırmakta olan birini indirdim. Askerleri indirdikçe yenileri geliyordu. Bi kaç asker direkt üzerimize atlayarak bizi devirdiler. Yerde boğuştuk. Önce Vlad kurtuldu ve beni de kurtardı. Bu sırada devam eden Ballista atışlarına karşı siper aldık. Namussuzlar siper aldığımız kayaları bile parçaladı. Kız ağır yaralanmıştı. Onu kalkanlarımız arasına alarak kaçmaya başladık. Vizezle griffin kaçmış olmalıydı. Güya gemiyi batırcaklardı.  Biz bi yandan geri çekilmeye bi yandan da savaşmaya devam ediyorduk. Bi süreden sonra Ballista atışı kesildi. Bunu farkedince koşarak kaçmaya başladık. Ardından beklediğimiz destek geldi. Sessiz elanorun arbeleti yeri göğü inletti. Yaptıkları isabetli atışlarla Anmas askerlerini geri çekilmeye zorladılar. Kız ve bölüğünden kalanlarla sessiz elenor a ulaştık. Kızın taburunan Teğmen ve Çavuş ölmüştü. Kız ağır yaralıydı. gerekli müdahaleyi yaptım. Kızı anlaştığımız limana bıraktık. Kızın annesi Vivez ve Vlad a teşekkür etti ve ödülleri için sonradan gelmeleri gerektiğini söyledi.

Bilindik Gezgin:
14.12.2018
Kaptan Ruth, geç rapor için özür dilerim. Son görev beni oldukça yordu ve hafızam biraz düzensiz, ama önemli detayları hatırlıyorum.
Folkes'in mahallesindeki hastalığı araştırmak için yeni birisi olduğunu düşündüğüm Geras ve kadersizlerden Daffodil ve Thalmirle araştırmaya çıktık.
İlk başta, bataklığa giden bir botta biraz araştırma yaptığımızda oldukça büyük ağlar ve botun etrafında 4-5 pençeli parçalama izlerine rastladık. Ardından Folkes ile konuştuktan sonra hastalardan birini ziyaret ettik. İzavok hastalıktan berbat bir durumdaydı, her yerinde sarmaşıklar, güller ve mavi mantarlar vardı. Mantardan bir örnek almak istedim ve adam oldukça acılı bir çığlık attı, sanki kendi parmağını kesmişim gibi.Suratıma biraz kan tükürdü, ama bulaşıcı olmadığından emin olduğum için sildikten sonra fazla üzerine düşünmedim. Örneği alabildim. Thalmir adam üzerinde biraz daha inceleme yapmak isterken adamın daha fazla nefes almadığını öğrendik. Biz araştırma yaparken zaten ölmek üzereymiş. Bir başka hastaysa başka bir mahalleden bir kadındı, sevgili olduklarına dair ddedikodular var. Onun hakkında fazla araştırma yapamadık. Adamın bulunduğu şifacı evini araştırdığımızda içinde U harfi olduğu için Uden'in olduğunu düşündüğümüz tam teçhizatlı bir doktor çantası bulduk, en az 50-60 golda gidebilecek türden. Ama kanlıydı ve hakkında fazla bilgimiz yoktu, o yüzden olay mahalinde bıraktık.
Ardından Uden'in evine bakmaya karar verdik ve karısıyla karşılaştık. Uden'in kesin olarak öldüğünden bahsedildi galiba, fazla hatırlayamıyorum. Uden'in odasına baktığımızda yığınla kitaplar ve notlar bulduk. Ben ve Geras okuyabildiğimiz için notlarda hastalığa dair bilgiler aradık. Adamın bilimden gerçekten anlayan birisi olduğunu öğrenmemiz yanında hastalığın aşamalarını öğrendik. Görünüşe göre ilk başlarda vücutta kara izler çıkıyor, bu kara izler tomurcuklanıyor, böcekleri çekiyor ve son evre olarak vücuttan belirsiz sarmaşıklar, güller ve  mantarlar çıkıyor. Konuyla alakalı başka önemli bir şey bulamadığımızdan daha sonra Thalmir ve Daffodil'e katıldık. Kadından aldığımız bazı bilgilere göre Elma Koruluk Çiftliğinde bir yaratık görülmüş ve insanlar onu öldürebilmişler. Bunu duyduktan sonra Elma Koruluk Çiftliğine gittik. Çiftlikte uzunca tek bir bina ve yanında fazla kullanılmayan bir ambar vardı. Ambarda ise atlar. Oldukça kalabalık bir aile gibiydi, ama fazla bilgi veremediler. Etrafı daha da dolaşırken denize yakın bir yerde çiftçilerin Şeytan Gülü ismini verdiği çiçeklere rastladık ve köküne kazmaya karar verdik. Yeteri kadar kazdığımızda oldukça büyük tırtıl benzeri ama iğrenç gözüken tırtıllara rastladık, ama anında kaçabildiler. Kökleri yakmaya karar verdik. Geri dönerkense sanırsam önceden fare olan, ama her yerinden tuhaf sarmaşıklar çıkan ve insan kolu kadar büyük bir elin sırtından çıktığı büyük bir fareye rastladık. Annda daffodil'e saldırdı, metal zırhı olmasına rağmen "hayvan" nerdeyse adamı kemirerek öldürecekti. Anında sopamla hayvana vurabildim ve bu sefer Geras'a sıçradı. Sadece adamın üzerine kusmasıysa adama oldukça hasar vermişti. Tekrar sopamla vurmam ve Thalmir'in bıçaklması hayvanı öldürmüştü. Olay oldukça kısa sürdü, ama uzun zamandır bu kadar kafa karıştıran bir korku yaşamamıştım. Dışarıdayken de lejyonun çok önceden içinde bulunduğu bir savaşın kalıntılarına rastlamıştık.
Çiftlikten çıkalı bir süre geçmişti, geri döndüğümüzde kapı kilitliydi ve içeriden ses gelmiyordu. Zaten içeri bakmamızı sağlayacak bir açılabilecek pencere ve benzeri yoktu, fark ettiğimiz ayrı bir şeyse bir çiftlik edinmesi oldukça zor olan demir bir kilit kapının üstünde duruyordu. Bunu hepimiz oldukça şüpheli bulduk. Biraz uğraştırsada kapıyı kırmamıza gerek kalmadan kilidi açabildim. İçeri girdiğimizde ise tamamen karanlık ortamda "defolun" tarzı sesler duyuyorduk. Thalmir ve ben öndeydik, ve anında önceleri bir insan olan, etrafı yine her zamanki sarmaşık ve benzeri şeylerle sarılı oldukça güçlü gözüken bir şey bize sıçradı, ama Thalmir ve ben bu "şeyi" uzakta tutmayı başardık ve Daffodil kafasından tek bir okla işi bitirdi. İçeriden pencereleri açıp ışığın içeri girmesini sağladığımızda her yeri kan masada bir su şeytanı cesedi gördük. Önceki görevlerimden birinde Su Şeytanlarından ve benzeri "büyülü" yaratıklardan köz edinmek için kanlarını kullananların olduğunu duymuştum. Sanırsam bu çiftlik bir ritual denemiş. Hastalık bundan çıkmış olabilir.
Tabiki de bir hırsız olarak etrafta biraz para bulup kapının da hasar vermediğim kilidi çaldıktan sonra binayı tamamen yakmaya karar verdik.Yaktıktan sonra Geras'ın söylediğine göre kusmuğu temizlemek için denize giderken aynı hastalığa yakalanmış, iğrenç görünüşlü bir sincap görmüş, ama bir şey yapamamış ve sincap ayrılmış. Tırtılların da nerde olduğunu ve nerden geldiğini kesin olarak bilemediğimiz için, bu çiftlik ne başlattıysa sadece binanın yanmasının olayı bitirdiğini sanmıyorum.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git