Merhaba Ziyaretçi

Gönderen Konu: Gadora Kalıntıları'na Bir Ziyaret  (Okunma sayısı 1844 defa)

Lucifer

  • Kerberos Kompany
  • *
  • İleti: 127
    • E-Posta
Gadora Kalıntıları'na Bir Ziyaret
« : Kasım 19, 2018, 12:39:24 ÖS »
Karnaklı Easoltas bildirir:

Gadora Kalıntıları'na lejyonerlerle birlikte bir keşif gezisi düzenledik. Kalıntılara girmeden gece bastırmak üzere olduğundan kamp kurup sabahı bekledik. Gece Ludo'ya ve Lejyoner Borstig'e habis rüyalar musallat oldu. Getirdiğimiz tüm yiyecekler çürüdü. Sular kokuştu. Apar topar çadırımızı toplayıp kör gecede kalıntılardan uzak bir noktaya tekrar kamp kurduk. Biraz uyuduktan sonra yiyecek sorunu yaşadığımızdan çevreden bulduğumuz elma ve nohut gibi az miktarda yiyecekle sabah karnımızı doyurmaya çalıştık.

Tüm bu hengameden sonra kalıntılara yol almaya başladık. Borstig çok kötü görünüyordu. Rüyasında öldüğünü görmüş olduğundan yıkılmıştı. Kalıntılara girdiğimizde bizi tam anlamıyla harabeye dönmüş fakat eskiden çok güzel ve büyük bir şehir olduğu belli olan bir alan karşıladı. Üç devasa yapı ise hala ayaktaydı. Bu üç büyük binadan en güneydeki binanın katedral olduğunu farkettim ve grubu oraya yönlendirdim. Devasa bir yapıydı. Harika bir işçiliği vardı. İçeri girdiğimde buranın Karnak'taki baş tapınağa benzetilme amacıyla birebir aynı biçimde inşaa edildiğini gördüm. Evimi görür gibi oldum. Gözyaşlarımı tutamadım. Fakat havada tüm şehirde habis bir lanet vardı. Üzerime zaman geçtikçe ağırlık basıyordu. İnsanı öksürten bu lanet en kötü Brynhilde'yi etkiledi. Tüm her şey bitip şehirden çıktığımızda Brynhilde öksürdüğünde ağzından kan geliyordu.

İçerisine girdiğimiz tapınak devasa olduğundan ve lanet bizi etkilediğinden çok vaktimiz yoktu. Ben tapınağın yapısını bildiğim için direkt üst kata çıkıp kitaplıklar kısmına yönlendirdim grubu. Kütüphane tam bir yıkıntı halindeydi. Şehrin geri kalanında olduğu gibi burası da yağmalanmıştı. Devasa bir örümcekle savaşıp öldürdükten sonra biraz etrafa bakınıp eşya topladık. Sonra da kalıntılardan hemen çıktık ve şehre geldik. Teğmen bir kitap bulmuş. Kitabı inceledim. İçinde közlü iki tane sayfa var. Muska olan bu sayfalar üzerinize giyebileceğiniz türden. Bir tane közlü resim bulundu. Bir tane de Eas sembollü ve közlü, yüz yıldır zarar görmemiş bir el lambası bulundu. Kitabın tapınağa ait olduğunu ve tapınağa teslim edilmesi gerektiğini söyledim. Vlad itiraz etti. Tapınağın malını tapınağa parayla satacak bir insan mısın diye sordum. Evet dedi. Şehrin dindarlarının bile ne halde olduğunu görünce korsanlara pek kızamadım. Sanırım şehirde tapınak öğretileri yanlış anlaşılıyor. Papaya inananları paraya değil Papaya'ya tapar fakat kasabada bunu anlayabilen kimseyi görmedim gittiğim görevlerde Ludo dışında. Keşişler halk arasına daha çok çıkıp öğretileri doğru bir şekilde insanlara anlatmalılar. Kasabaya sağsalim döndük ama yine sinir harbi içerisindeyim. Tapınağın kendi silahlı gücünü arttırmasının vakti geldi. Artık göreve onurlu insanlarla çıkmak istiyorum.

Sevgi ve hürmetle, Easoltas.
« Son Düzenleme: Kasım 19, 2018, 12:54:08 ÖS Gönderen: Lucifer »